23 Mart 1987 tarihinde kaybettiğimiz Nevzat Süer'i saygı ile anıyoruz. 1968, 69, 70 ve 73 yıllarında Türkiye Şampiyonu olan Süer, 1975 yılında da Türkiye'nin ilk Uluslararası Ustası olmuştu. Tüm bu başarılarının yanı sıra Cumhuriyet gazetesindeki yazıları, zorluklarla tek başına çıkardığı Süer dergisi ile modern Türk satrancının temellerinin atılmasında büyük pay sahibidir. Süer aynı zamanda gençlerle kurduğu yakın diyaloglar ve İstanbul dışındaki satrançseverlerle yazışmalarıyla Türk satrancında adeta bir başöğretmen görevi üstlenmiştir.
Nevzat Bey, hasır şapkası, güleç yüzü, efendiliğiyle hepimize örnek olmuştu.
Satranca, Halkevlerinde öğrenerek başladı. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi'nde öğrenim gördü ama bitirmedi. Profesyonel piyanist olan Nevzat Süer'in yaşamında satranç tahtasındaki siyah ve beyazlar ile, piyanodaki, siyah ve beyaz tuşlar önemli yer tuttu.
Nevzat Bey, Mambo modasını ülkemize getiren en önemli bir kaç isimden birisiydi. Satranç yaşamında önemli başarılara imza attı. Zamanın önde gelen sporcularından Hort, Matulovic, Tringov, Kirov'u yenme başarısını gösterdi.
Federasyon Başkanlığı, İSD Başkanlığı, milli sporcu, yazar, arşivci, eğitmen ve büyüğümüz olarak, Türk Satrancına büyük hizmetler verdi.
Bakın Büyük Ustamız Suat Atalık, Nevzat Ustayla ilgili bir anısında neler diyor:
'Balkan Gençler Şampiyonasındaydık. Boro Miljanic ile oynuyordum. 1983'te Romanya'da Baile Herculane Balkaniad. Maçımız ajurne oldu. Çok zor bir konumdu. Beraberlik yapmaya çalışıyordum. Nevzat Bey, bana yardımcı olmak için yanıma geldi. Önce maça bakalım dedik. Bir türlü maça bakmaktan ajurne konumuna sıra gelmedi. En sonunda isyan ettim. Bunun üzerine, 'aaa ajurne mi o kolay bak, şöyle şöyle' deyip çok basit şekilde beraberlik fikrini bana gösterdi. Malesef, 23 Mart 1987 tarihinde büyük bir kar yağışından sonra hocayı kaybettik. Yeri cennet olsun'
Bakın yeğeni Yüksel Süer, Nevzat Beyi nasıl anlatıyor? satrancokulumakale
Nevzat Bey, yüz yıl geçse de seni unutmayacağız! Ruhun şadolsun!