Mobile menu

CORONA MATI-3

 

adsz tasarm 15YENİ STRATEJİLER

Yaşanan büyük kayıpların acısını atlatma sürecinde kişi bir aşamada kaybı inkar etmeyi bırakır. İnkar, boşluğunu çaresizliğe bırakır. Kişi durumun kalıcı olduğunu, geri dönüşünün olmadığını anlar ve bir ruhsal çöküntü içerisine girer. Depresyon şiddeti yüksek olduğunda ise mutlaka bir uzman tarafından destek alınmalıdır.

İşte tam bu noktada bir kaybın ardından yaşanması doğal dediğimiz süreç ile şu anki yaşantılarımızın yolları ayrılıyor. Ölüm diye adlandırdığımız kayıplarımız olmasın diye alınan önlemler doğrultusundaki yeni yaşam biçimimizin kalıcı olmadığının altını çizmemiz ve kendimize yeni hedefler, yeni stratejiler belirleyerek umutla yola devam edebilmemiz gerekiyor.

Yaşanılan pandemi ve yeni yaşam biçimimiz ile yüzleşip kabullendiğimizde yapılandıracağımız rutinimizi hayata geçirmemiz, hatta daha kaliteli yaşantılar için önlemler alarak yola devam etmemiz sanıldığı kadar da zor değil…

Aslında olaya, sıkıntılı dediğimiz bu günlerin bizlere neler kazandırdığını düşünerek de bakmak gerekiyor belki. Tasarruf etmeyi, desteğe gereksinim duyan insanlara yardım etmeyi anımsadık bu yolla. Aile içinde birbirimizle daha fazla zaman geçirebilmeyi öğrendik. Sabretmeyi, sevdiklerimize daha fazla zaman ayırabilmenin önemini…

Boşluğa düşmemek, yılgınlık duymamak için zamanı planlayarak geçirmek, ancak bu planlamalarda esnek olmayı bilmek çok önemli. Bir ağaca benzetin kendinizi. Kocaman kökleri olan bir ağaca. Yaptığınız planlamalar da bu ağacın bir parçası. Yanılgı, istediğinizi gerçekleştiremediğinizde ağacın devrileceği endişesi. Gözden kaçan önemli ayrıntı, köklerin sağlamlığı… Biraz esnek olmayı becerebilirseniz güçlü fırtınalardan bile sağlam çıkabilirsiniz, yalnızca dallarınız bir o yana bir bu yana savrulurken. Esnek olduğunuzda, o planı gerçekleştiremedim diye tükenmişlik yaşamak yerine, bir diğerini koyabilirsiniz onun yerine. Unutmayın, kök sağlam! Araç sizin hayatınızsa, direksiyon başındaki sizsiniz! Belki yol yapım çalışması var güzergahta. Bu sizin menzile ulaşamayacağınız anlamına gelmiyor ki. Mutlaka başka yollar da vardır, belki siz bu yan yolları bilmiyorsunuzdur…

Bir düşünün bakalım. Çok sıkıldınız, bunaldınız, kendinizi çaresiz hissediyorsunuz… Gerçekten o kadar çaresiz misiniz? Geriye dönüşü olmayan amansız bir derdiniz mi var? Her ne kadar belirsizlik canınızı sıkıyor olsa da umudunuzu tamamen yitirecek kadar önünüzü göremiyor musunuz? Hiç mi ışık yok yolun sonunda?...

Haydi, silkelenin ve kendinize gelin. Atın şu miskinliği üzerinizden! Daha yapacak, yaşayacak bir dolu güzellik var şu muhteşem hayatınızda! Koskoca bir ömürde küçük bir mola, küçük bir engel şu an yaşadığınız. Satranç turnuvalarında oyunu kaybettiği için morali sıfırlanmış, hatta çoğu zaman ağlayan ya da öfkesinden yerinde duramayan sporculara sorarım: “Sanırım bu jübileni yapmak istediğin maçtı, öyle mi?” diye. Bana “Saçmalama” der gibi baktıklarında onlara bu sporun uzun soluklu olduğunu, yenilgilerin bize ne çok şey öğrettiğini anlatıp rol model aldıkları şampiyonların yaşam öykülerinden kesitler sunarım. Siz de vezir uyuduğunuzu mu düşünüyorsunuz? Mat mı oldunuz? Bitti mi her şey? Hayır! Kesinlikle hayır! Oyunun kurallarını değiştiremeseniz de kendinizi, koşullarınızı değiştirebilirsiniz. Haydi, içinizde uyuya kalmış yaratıcı devi uyandırın. Dinleyin onu, bakalım neler diyecek? Aslında yapabilecek olup da aklınıza gelmeyen ya da yapmaya zorsunduğunuz ya da yapamam zaten deyip ötelediğiniz neler var? Kendinizi tanımak için ne kadar güzel bir fırsat. Belki keşfetmediğiniz bazı farklı yetenekleriniz var. Bunları denemeden bilemezsiniz ki. En kolayıdır “Yeter artık, sıkıldım, yapacak hiçbir şey kalmadı, bıktım, usandım, benden bu kadar” deyip havlu atmak. Tamam atın havluyu, ama ya sonrası?... Kendinize ve sevdiklerinize karşı sorumluluklarınıza ne olacak? Pandemi bitsin de torunuma/çocuğuma kavuşayım diyen büyüklerinize “Valla ben çıkıyorum oyundan” mı diyeceksiniz?

Yarın CORONA MATI-4 ‘te görüşmek üzere…

Psikolog Aytaç Kendirci