2007 Yaş Grupları Milli Takım Kampı 27 Haziran sabahı yapılan toplu fotoğraf çekimi, sabah dersleri ve Milli Takımlar Menajeri Özgür Solakoğlu'nun yaptığı kapanış konuşmasının ardından sona erdi. Sporcularımız ve antrenörlerimiz evlerine dönüyorlar.
Kamp dönemi sırasında Yeşim Patel-Ezgi Menzi ve Oğulcan Kanmazalp ile yapılmış yeni mini-röportajları okumak için haberin devamına tıklayınız.
Ezgi Menzi - Yeşim Patel
Gündüzleri federasyonun oteldeki ofisinde AYGEG Başkanlığı'nı yürüten Hasan Kılıçaslan ile birlikte antrenörler için hazırlanan eğitim kitapçıkları üzerinde çalışıyorduk. Akşamları ise dersliklerin ve yemekhanenin arasında bulunan avluda Zeki Ari, Necmettin Korkmaz, Emrah Yağız, Faruk Keler ve ben etütlerle uğraşıyoruz. Yakup Bayram'ın ünlü fantastik etütlerinden birisini çözmeye çalışıyorduk. İşte tam o sırada yanımıza küçük bir sporcumuz gelip analizlere büyük bir ciddiyetle katıldı. Sonra defterine konumu dikkatlice yazdıktan sonra yatma saati geldiği için odasına uyumaya gitti.
Aradan birkaç gün geçti ve kampın son akşam yemeğinden sonra, Mikhalchishin'in son simültanesinden hemen önce akşam yemeğinde etrafı gözlemliyorum. Kimisi tatlılarını alıyor, kimisi kampta aksamları kurulan "etüt çözme masasında" etütlerle uğraşıyor ve tabii ki yıldırım oynayanlar da var. Antrenörlerimiz ise günü değerlendiriyor. Bir köşede ise iki kız ertesi sabaha bitirmeleri gereken ödevlerini yapıyorlar büyük bir ciddiyetle, etraflarına hiç bakmıyorlar bile. İçlerinden birisi önceki gece etüdü defterine not alan Yeşim Patel'den başkası değil. Yanındaki sporcu da kendisi gibi kampın dikkat çeken sporcularından olan yakın arkadaşı, okullararası dünya üçüncüsü olan Ezgi Menzi. Onların yanına gidiyorum, hazır yakalamışken bir röportaj yapmak için. Ezgi bana röportajı nerede yayınlayacağımı sorduktan sonra "Şu anda işimiz var, biz bu saatlerde genelde ödevlerimizi yaparız" diyor. Ben yanlarından ayrıldıktan sonra biraz seviniyorlar; ama sonra işlerine aynı ciddiyetle devam ediyorlar. Ödevlerini bitirdikten sonra yanıma geldiler ve biraz konuştuk.
Akman: Bana kendinizi tanıtır mısınız? Satranca nasıl başladınız, buraya nasıl geldiniz...
Yeşim Patel: Benim adim Yeşim Patel. Buraya Manisa'dan geldim. Doruk Koleji'nde okuyorum. Yaş Grupları’nda kendi yaş grubumda birinci oldum.
Satranca başlamamın çok komik bir hikâyesi var. Ben biraz agresiftim. Evin içinde yataklarda zıplıyordum, hatta zıplarken iki kere kolumu kirdim. Agresif olduğum için IQ testi yapıldı bana. Yüksek çıktı sonuç. Satranç, resim gibi kollara gitsin dediler. Sonra, babamın arkadaşının oğlu üç yaşında satranca başlamış. Satrancı tavsiye ettiler bize de, ben de o şekilde başladım.
Ezgi Menzi: Ben Ezgi Menzi. Mersin'den geliyorum. 10 yas grubunda üçüncü olarak buraya gelmeye hak kazandım. Ben, 6 yasındayken anaokuluna gidiyordum. Satranç derslerimiz vardı. Orada Aydın öğretmenim vardı, Aydın Duman. Satrancı çok sevmiştim. Teneffüslerde çalışıyordum öğretmenimle. Sonra anneme bunu anlattım. Beni yavaş yavaş Aydın öğretmenin gittiği kulübe başlattı. Ben de aslında öyle başarılı olmayı beklemiyordum, dünya üçüncülüğü, Türkiye ikinciliği gibi. Sonuçta başladım ve çalışınca da başarı geldi.
Kamp ortamı hakkında neler düşünüyorsunuz?
Patel: Çok iyi buluyorum ben kamp ortamını. Kamp ortamı güzel de gidiş gelişte sorunlar oluyor. Bizim odamız çok uzak. Spor yaptıktan sonra tamamen kesiliyorum, inmesi var çıkması var. Özel bir ihtiyacınız olduğunda, üstünüzü değiştirmeniz gerektiğinde zor oluyor, hemen dersler başlıyor, odaya gidecek kadar uzun zamanımız olmuyor.
Dersler faydalı oluyor mu peki?
Menzi: Evet, çok faydalı oluyor. Ziya öğretmenimiz bize oyun sonundaki temel bilgileri öğretiyor. Hem soru çözüyoruz hem de oyunsonu hakkındaki temel bilgileri öğreniyoruz.
Akman: Peki sizi akşam burada bile ödevinizi yaparken görüyorum. Sizce satrançta çalışmak ne kadar önemli?
Menzi: Ben söyle düşünüyorum. Bazısı var oyun oynar, bazısı var ödevini yapar, çalışır. Sonra zamanı geldiğinde çalışan kazanır, diğeri elenir. Bir turnuva veya sınav olduğunda bence çalışan her zaman daha iyi puan alır. Bir program izlemiştim, bir Avrupa Şampiyonu başarının %99 çalışma, %1 yetenek ile geldiğini söylüyordu. O yüzden ben de çok çalışıyorum.
Patel: Satranç, çalışmadan olmaz. Denize girdiğimiz için çalışamadık. Ödevlerimiz vardı. Ödev yapmadan gidemiyoruz derslere. Satranç çalışmazsanız, basarili olamazsınız; çünkü öğrenemezsiniz. Hep turnuva hep turnuva olmaz diye düşünüyorum.
Kamptaki son mini-röportajımız 14–16 yas kuşağının en başarılı oyuncularından, birkaç hafta önce uluslararası usta normu kazanan genç sporcumuz Oğulcan Kanmaz alp. Oğulcan da tavırlarıyla birçok genç ve başarılı satranç sporcusu gibi yaşından beklenmeyecek ölçüde ağırbaşlı ve ciddi görünüyor.
Oğulcan Kanmazalp
Ö.A.:Çok teşekkürler, umarım böyle çalışmaya devam edersiniz.
Menzi: Şimdi kampta 12 yaş grubuna sadece Yeşim ve ben gitmiştik. Kampta bir 10 yas kızlar var bir de 10+12 yas kızlar var. Ben ve Yeşim 10+12 yas kızlar grubundayız. O yüzden birlikte çalışıyoruz. Aslında arkadaşlığımız geçen yıl başladı. Geçen yıl ben 8 yasındaydım, o 9 yasındaydı. Biz 10 yas kategorisinde bir turnuvaya katılacaktık. Bizden başka kimse katılmayacaktı. Orada birbirimize destek olmuştuk. Arkadaşlığımız da böyle başladı.
Menzi: Kramnik, Kasparov gibi çok tanınan bir şampiyon olabilmek.
Ö.A.: Peki satrançtaki hedeflerin neler?
Akman: Oğulcan öncelikle aldığın normdan dolayı seni kutlarım. Satranca nasıl ve ne zaman başladığından kısaca bahseder misin?
Kanmazalp: Satranca sekiz yıl önce başladım. Başlamama babam vesile oldu. Kendisi de satranç oynuyor. Okulda ders almaya başladım. Daha sonra İSEM’ de Enis Bilyap ile çalışmaya başladım. Sonra satrancı çok sevdim ve kendim evde de çalışmaya devam ettim.,
Akman:Ukrayna'da üst üste iki turnuva oynadın ve ikincisinde uluslararası usta normu aldın. Bu turnuvaları anlatır mısın?
Kanmazalp: Çok iyi başlayamadım ilk turnuvaya; ama son iki maçı kazanıp toparladım. İki maçın moraliyle ikinci turnuvaya iyi başladım. İkinci turnuvada oradaki otel şartlarına ve yemeklere alışmıştım. Oynadığım rakiplere de alışmıştım. İkinci turnuva iyi başladı, iyi devam etti. Böylece IM normu aldım. Elomun düşük olması beni daha çok rahatlattı; çünkü bütün oyuncuların 8,5 puanla norm alması gerekirken ben 8 puanla norm aldım. O yüzden daha kolay oldu.
Akman: Peki satrançtaki hedefin nedir?
Kanmazalp: Tabii ki uzun vadedeki hedefim büyük usta olmak; ancak vasat bir büyük usta değil de dünyada adini duyuran, turnuvalar kazanan taninmiş bir büyük usta olmak istiyorum.
Akman: Kamp ortamı hakkında neler düşünüyorsun?
Kanmazalp: Bu seneki kamp ortamı çok ciddi. Çok iyi gelişmeler oldu. Hem GM Mikhalchishin hem de IM Haznedaroğlu ile çalışıyoruz. Aksamları özel çalışmalarımız da oluyor. Sırbistan’daki turnuvaya (Sırbistan’ın Subotica kentinde oynanacak olan 18 yas altı Avrupa Takımlar Şampiyonası-Ö.A.). Ben disiplinli ve iyi bir ortam olduğunu düşünüyorum.
Akman: Sizin yaş grubunuzda birçok yetenekli ve başarılı isim var. Aranızdaki rekabete rağmen iyi arkadaş olduğunuzu görüyorum. Bu arkadaşlıklarınızdan bahseder misin?
Kanmazalp: Aramızda fazla kıskançlık yok. Herkes içinde en iyi olmayı hedefliyordur; ama bunu dışarıya yansıtmıyoruz. Sonuçta 6–7 yıldır iyi arkadaşız. Hep aynı turnuvalarda oynuyoruz. Milli takımda ülkemizi temsil ediyoruz. Örneğin, norm aldığım zaman herkes beni tebrik etti. Bu tip sorunlarımız olmuyor, aramız iyi.
Akman: Teşekkürler Oğulcan. İyi çalışmalar ve başarılar.
Özgür Akman: Büsra, bize kendini kısaca tanıtır mısın?
Büşra Soydan: 12 yasindayim. Yalova'liyim. Annem ve babami oynarken izleyerek ögrenmeye basladim satranci. Bu sekilde taslarin hareketlerini ögrendikten sonra kursa gitmeye basladim. Daha sonra bu sene Yas Gruplari Türkiye Sampiyonasi'nda onuncu olarak buraya gelmeye hak kazandim.
Akman: Kamp ortami hakkinda neler düsünüyorsun?
Soydan :Çok güzel. Bize bütün imkanlar saglaniyor. Daha ne isteyebiliriz ki?
Akman: Burada her gün derslerin yani sira turnuvalar da oynaniyor. Bu turnuvalar hakkinda ne düsünüyorsun?
Soydan: Turnuvalarda çok iyi oyuncular var. Onlarla oynamak beni çok gelistiriyor.
Akman: Satrançtaki hedeflerin nedir?
Soydan: Türkiye'de daha iyi dereceler elde etmek ve rakiplerimden çekinmeden oynayabilmek.
Büsra'nin ve diger bütün arkadaslarinin bu kamplar sayesinde kendilerini gelistirebilmeleri ve daha da basarili olmalari dilegiyle.
Yaş Grupları Milli Takım Kampına, 2007 Antalya Yaş Grupları Şampiyonası'nda Milli Takım Havuzuna giren ve eş puanlı sporcularımızla birlikte toplam 108 sporcu katılacaktır.
Milli Takım Kampına katılacak sporcular konaklama başvuru formlarını en geç 15 Haziran 2007 saat 14:00'e kadar Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. mail adresine göndermeleri gerekmektedir. Formu ulaşmayan sporcuların başvuruları kabul edilmeyecektir. (Konaklama formunu gönderen sporcuların isimleri sitede her gün yayınlanacaktır)
Kamp yerine İzmir Otogarından gelecek olan sporcularımız, Eski Foça veya Yeni Foça minübüslerine binip otogarda ineceklerdir. Yeni Foça otogarında inenler tekrar Eski Foça minübüslerine, Eski Foça otogarında inen sporcularımız ise Yeni Foça minüslerine binip Wybas Foça Holiday Resort'de (Çanak Mevki) ineceklerdir.
NOT:Kampa katılacak tüm sporcuların sağlık karnelerini yanlarında bulundurmaları gereklidir.
Otele girişler 20 Haziran Çarşamba günü yapılacaktır. Konaklamalar 2 ve 3 kişilik odalarda tam pansiyon olup, odalamalar Federasyon tarafından yapılacaktır. Sporcularımızın otobüs ücretleri ve yol harcırahları Federasyon tarafından karşılanacaktır.
Sporcu Listesi Konaklama Formu Kamp Programı Antrenörlerimiz
ADRES:
WyBAS Foça Holiday Resort
ÇANAK Mevkii
Yeni Foça - İzmir
Milli Takım Antrenörlerimiz GM Grivas Efstratios ve GM Adrian Michalchishin'in verdiği çoğul gösteri ile 2007 Yaş Grupları Milli Takım Kampı başladı. Büyükustalara 60 dakika ve sporculara 30 dakika süre verilen gösteri sonunda minik ustalarımızdan Atilla Köksal Yüksel ve Mustafa Yılmaz Grivas'a kazanırken, Oğulcan Kanmazalp, Burak Fırat, Mert Yılmazyerli ve Nezihe Ezgi Menzi berabere kaldılar. Kaan Komut ve Gözde Deniz Altunkeser ise Mihalchishin ile berabere kalan sporcular oldular. Kamp, 21 Haziran Perşembe günü A ve Bayan Milli Takım ile Alt Yapı Karma Hızlı Satranç Turnuvası ve sosyal etkinlikler ile devam ediyor.
2007 Yaş Grupları Milli Takım Kampı devam ediyor. Sabah sporu ile güne başlayan çocuklar güzel bir kahvaltının ardından hocaları ile birlikte sınıflarına geçiyorlar. Kampta sporcular ana iki bölüme ayrıldılar. Bir grup, sabah teorik ders alıp, öğleden sonra bölümünde turnuva oynarken diğer grup ise, sabah turnuva oynayıp öğleden sonra teorik ders alıyor. Yemekten sonra kısa ve keyifli akşam dersi alan minik ustalarımız ardından yorgunluklarını izledikleri bir filmle gidererek yüzlerindeki mutlulukla odalarına dönüyorlar.
Patel:Aslında ilk kez finallerde gördüm ben Ezgi'yi. Eğer ben berabere yapsaydım yine üçüncü kalıyordum. Ben çok gerideydim; ama kaleyi kudurtarak berabere yapıyordum. Ezgi çok küçük olduğu için çok üzülmüştü, yüzünü yıkamaya gitmişti tuvalete. Ezgi de altıncılığa düşüyordu. Yenseydi dördüncü olacaktı, berabere yapsaydı besinci olacaktı o da sonra kazandı. Ben bir hata yaptım, çift soru çektim. Kazandı. Ben birazcık tanıdım onu. Sonra yıldırım turnuvasında karsılaştık. Orada saklambaç oynadık. Birbirimize destek olduk. Kaybettiğimiz zaman birbirimizi teselli ettik. Böyle başladı işte arkadaşlığımız.
Ö.A.:Kampta Yeşim ile ne kadar iyi arkadaş olduğunuz kimsenin gözünden kaçmıyor. Arkadaşlığınızı anlatır mısınız?